Bazı desenler sadece bir kumaşın üstünde dans eden renkler değildir; bir fikrin, bir hissin, bir duruşun dışa vurumudur onlar.
Tıpkı Choices Koleksiyonu gibi.
Her şey, yaratılışın ilk kıvılcımıyla başladı.
Aynı bütünün parçalarıyken bile, birbirinden farklı evrimler geçiren varlıklar olarak bizler; hem fiziksel hem ruhsal olarak eşsiz bir yolculuğun içindeyiz.
Özümüz aynı değilken, karakterlerimiz nasıl aynı olabilir ki?
Her an, her karşılaşma, her karar; benliğimizin bir başka katmanını ortaya çıkarıyor.
Choices Koleksiyonu, bu içsel evrimin bir temsili.
Her desen bir seçimle başladı. Kimi zaman bir “hayır” deme cesaretiyle, kimi zaman bir belirsizliğin ortasında umutla atılan bir adımla… Her renk, her çizgi; bir duruşun, bir sorgunun, bir farkındalığın izdüşümü.Aynı kökten gelsek de, nasıl farklı dallara uzanıyorsak; fularlarımız da tek bir anlatının birçok farklı yorumunu taşıyor üzerinde.
Bugün, çevremize baktığımızda kalbimizde kimi zaman tarif edemediğimiz bir ağırlık taşıyoruz.
Bazen söylenemeyen sözlerde, görülmeyen yüzlerde, duyulmayan seslerde yankılanıyor bu his.
Ve hatırlıyoruz:
Küçük ya da büyük, her seçim bir iz bırakır.
Çünkü biliyoruz:
Seçim yapma iradesi, insan olmanın en temel parçası.
Kendini tanıyan, sesini duyan ve duyuran her birey; sadece kendisi için değil, evrenin tüm dengesi için bir iz bırakıyor.
Choices Koleksiyonu, bu yüzden sadece bir tasarım değil.
Bir hatırlatma.
İçindeki sesi susturma, seçimlerinin sorumluluğunu al ve güzelliği yalnızca dışta değil, içte de aramaktan vazgeçme.
Galene olarak biz, sanatla ve hikâyeyle, hem kendimizi hem birbirimizi hatırlamanın yollarını arıyoruz.
Ve inanıyoruz:
Bir seçim her şeyi değiştirebilir.
Tıpkı bir fuların, bir hikâyenin bir duyguyu değiştirebildiği gibi.
Bugün sen neyi seçiyorsun?